Zaman makineleri gerçek mi oluyor?
![](https://fas.bogazici.edu.tr/sites/fas.boun.edu.tr/files/styles/news_slider_585x392/public/img_0682.jpg?itok=wfyhQxx8)
Söz konusu deneyle ilgili bilgi aldığımız Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Arık, “zamanda geriye doğru adım” ifadesinin doğru olmadığını ve bu deneyin zamanın termodinamik tarafından yaşanan bir gelişmeyi ifade ettiğini belirtiyor. “Doğadaki fiziksel sistemlerde düzenlilikten karmaşıklığa doğru bir gidiş görüyoruz. Buna entropinin artması deniliyor ve bazı fizikçiler de zamanın entropinin arttığı yönünde tanımlanması gerektiğini söylerler ancak ben buna katılmıyorum,” ifadeleriyle deneyde başarılanın dağınık bir halden düzenli bir hale getirilen bir durum olduğunu belirten Arık, kuantum bilgisayarla uğraşan fizikçilerin bu gelişmeyle çok büyük bir deneysel başarı kaydettiklerini paylaştı.
“İnsanların zamanda yolculuk yapması günümüz teknolojisiyle mümkün değil”
Prof. Dr. Arık, deneyin çalışma prensibini şöyle aktardı: “Örneğin bir odadaki trilyon kere trilyon sayıdaki gaz moleküllerini alıp odanın bir köşesine toplar ve sonra bırakırsak bu moleküller odanın tamamına yayılırlar. Gaz molekülleri odaya dağıldıktan sonra hepsinin hızlarını ters çevirirsek yeniden odanın bir köşesinde toplanmalarını sağlayabiliriz ancak bunu yapmamız imkânsız çünkü en ufak bir sapma dahi amacımıza ulaşmamızı engeller. Bu deneyde ise bahsettiğimiz gibi trilyon kere trilyon sayıda değil, 5-10 tane atom var. Ayrıca deney çok soğukta gerçekleştiriliyor.”
İnsanların zamanda yolculuk yapabilmesinin günümüz teknolojisiyle mümkün olmadığını ifade eden Prof. Dr. Metin Arık, bu durumu fizikteki “nedensellik” ilkesiyle açıklıyor: “Nedensellik ilkesine göre bir noktadaki olay başka bir olayı ancak zamanda daha sonraki bir anda etkileyebilir, hiçbir zaman daha önce etkileyebildiği gözlemlenmedi. Söz konusu deney de bu ilkeyi çürüten bir deney değil. Bu deneyde yapılan ‘A’ düzenli durumundan başlayıp ‘B’ dağınık durumuna geldikten sonra deney koşullarını çok iyi derecede kontrol edebilmeleri sayesinde yeniden ‘B’ dağınık durumundan ‘A’ düzenli durumuna gelebilmek. Bu sadece moleküllerle oynama kapasitesinin çok yüksek olduğunu gösteriyor.”
Deneyin fizik alanında taşıdığı potansiyel değişimlere de değinen Prof. Dr. Arık, günümüzde sadece bilgi yüklemede kullanılan kuantum bilgisayarların gelecekte bilgiyi işleyebilecek bir kapasiteye getirileceğini vurguladı ve bu gelişmelerle gelecek yenilikleri fizik tarihinden bir perspektifle aktardı: “Elimizde ilk olarak Newton tarafından bulunan mekanik kanunlar vardı, ancak daha sonra termodinamikle ısının da mekanik enerjiye çevrileceği bulundu. Elektriğin ve elektromanyetiğin bulunmasıyla ise mekanik çağı çok geride bırakmış duruma geldik. Günümüzde elektromanyetik çağdayız ve bu çağda o kadar ilerledik ki eskiden bir oda hacminde olan bilgisayarları bugün cebimize sığdırabiliyoruz. Bir sonraki aşama ise kuantum teorisini teknolojiye uygulamak olacak, şu anda bir miktar uygulanıyor; ancak şu anda sadece bilgiyi atomların üzerine yükleyip alabiliyoruz, ileride bu bilgiyi kuantum bilgisayarlarla işleyebilecek duruma geleceğiz.”
Kuantum bilgisayar geliştirme konusunda Türkiye’deki gelişmeleri de sorduğumuz Prof. Dr. Arık, Türkiye’de yaygınlaşmış bir ilerleme olmadığını belirterek “Bu gelişmeler çok şeffaf gerçekleştirilen şeyler de değil, çünkü artık ülkeler arası bir güç meselesi,” ifadeleriyle düşüncelerini paylaştı.
Haber: Özgür Duygu Durgun, Gizem Seher / Kurumsal İletişim Ofisi
Fotoğraflar: Kenan Özcan